Sayokan
M.Ö 6-7 bin yıllarından başlayan tarihe sahip olan büyük Türk milleti, tarihin sayfalarına daima şerefli, onurlu olmayı, erdemlilik ile yiğitlik ve kahramanlığı milli karakterinin bir unsuru, meziyeti olarak yazmış hatta silinemeyecek biçimde de nakşetmiştir. Bu meziyetler, önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ile 19. yüzyılda tekrarlanmıştır. Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Sayokan uygulayıcıları bu hasletleri ve onun ilkelerini devam ettirecektir. Bu görev önderimizden biz Türk Milletine emanet edilmiş ve bu emanet vatanperver Türk milletinin sorumluluğunda yaşayacaktır. Bu temenni, düşünce ve duygular hiçbir zaman Atatürk’ü kullanarak, Sayokan kültürleşme hareketine serbest hareket alanı oluşturma kaygısı ile oluşmamıştır. Eğer yola tarihi, kültürel, yerellik ve millilik düşünceleri ile giriyorsanız, Mete Han’a, Bilge Kağan’a, Kültigin’e, Alparslan’a bakış açınız ve bunların yeri neresi ise Atatürk’de aynı yere sahiptir. Tek fark, Atatürk yakın tarihimizin ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu, komutanı, lideri, 1.Dünya savaşı ile kolonicilik anlayışının orta Asya’da son verilip özgürlük ve bağımsızlık alanında dengeleri değiştirme hareketinin 19.yüzyılda tek önderidir. Şansımız çağdaş, teknolojik, ilmi istikbali çizmemize en ciddi ve gerçekçi yol haritasını önümüze koyan önderimizdir. Diğer tarihi kahramanlarımız, liderlerimiz, düşünürlerimiz zaten onun öğretisi ve milliyetçilik anlayışının içinde vardır. O tarihine sahiplenen, sahiplenilmesi gerektiğini her fırsatta vurgulayan bir liderdir. Yani Atatürk hareketi, olgusu, Mete Han’dan bu güne tarihimiz akışı içinde ne ve kim varsa barınmıştır. Sadece vatan hainleri, mandacılığı destekleyenler, gaflet ve dalalet içinde olanlar, her türlü yeniliği, çağdaşlığı, başkalarında veya başkalaşmada arayanlar barınmamıştır. Onlarda işin kolay yanını bulmuşlardır. Atatürk’çüyüz diyorlar ! Atatürk bu günkü Türkiye’de çektiğimiz veya dikkat etmemiz gereken önemli riskleri önümüze koyan, demokrasi ile bizleri tanıştıran ve hala demokratikleşme yolunda bilgi, deneyim ve öngörülerinden istifade ettiğimiz liderimizdir. Bu yapı ile Sayokan siyasallaşma kaygılarını gereksiz görür. Ve Atatürk savaş sanatlarında da bize göre genel dünya görüşü içinde, Türkiye’nin olması gerektiği yeri de göstermiştir. Diğer alanlarda olduğu gibi savaş sanatlarında da Türkiye dünya üzerinde kendisini ifade eden, tanıtan bir sisteme sahip olmalıdır. Çünkü ülkemizin her alanda rekabet ve üretkenlik içinde olması, alan ve konu farkı gözetmeksizin gerçekleştirilmelidir. Sayokan’ın ruhudur bu.... Türk savaş sanatı, Sayokan Türk Milletinindir, bu ülkede yaşayan herkesindir. Her millete vatan, bayrak, millet sevgisini veren kahramanları, önderleri gibi, Sayokan’da Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüleri, öğütleri, binlerce yıllık tarihi kültürü, geleneği, destanları, kahramanları ile yaşayacaktır. Bu çatı altında herkes Sayokan’ın içinde kendine yer bulacaktır. Yaşam üç evreden oluşur, mazi dönemi, hal (bugün) dönemi ve istikbal dönemidir. Mazi dönemimiz ile bu günümüzü, bu günümüzle de istikbal dönemimizi hazırlarız. Önderlerimizle, tarihimizle, gelenek ve göreneklerimizle bu günümüze ışık tutar, yarınlarımıza da temeller atarız. Türk savaş sanatı, Sayokan’a yalnızca bir savaş sanatı, Uzakdoğu savaş sanatları gibi, ya da uzakdoğu savaş sanatlarına bir alternatif olarak bakmayınız. Bir Türk kültür hareketi olarak bakmak yerinde olacaktır. |
|
|